Gypsy Rose Blanchard ve annesi Dee Dee Blanchard’ı herkes bir cinayet davasıyla tanıdı. Herkes Dee Dee’yi şefkat ve sevgi dolu bir anne olarak tanısa da aslında o bir istismarcıydı. Kızına yıllarca baktığı sanılan Dee Dee onu hasta eden asıl kişiydi.
Bir istismar kurbanı olan Gypsy’nin hayatı hem korkunç hem de çok ilginç. Hastalıkları, annesinin ölümü, hapse girmesi, çıktıktan sonra ilgi odağı olması. Bir hayatta yaşanabilecek her şeyi yaşayan Gypsy Rose mağdur muydu, yoksa bir suçlu mu; ya da her ikisi birden mi?
Önce Munchausen by Proxy Sendromu nedir, onu biraz anlatalım:
Munchausen by Proxy Sendromu, çocuk istismarının bir çeşidi. Bu tür, en güç anlaşılan türlerden biri. Hastalık hastası olarak tabir edebileceğimiz Munchausen Sendromu’na benzeyen bu türde bakılan kişiye hastaymış gibi davranılıyor.
Bu sendromda bakımı yapan, hastalıklar uyduruyor. Uydurduğu hastalık hikâyeleri ile doktorları da kandırıyor. Hastalığın belirtilerini göstermesi için ilaç verildiği de olabiliyor. Bu istismar sonucunda fiziksel şiddet sıklıkla görülüyor.
Bu sendroma sahip kişiler daha çok ebeveynler oluyor. Ebeveynler arasında ise annelerde daha sık görülüyor. Bunun yanında sendroma sahip kişilerin daha çok hemşire veya sağlık personeli oldukları, araştırmalarda yer almış.
Dee Dee Blanchard’ın Munchausen by Proxy Sendromu bozukluğu mu vardı?
Belki de bu sendromun bu kadar çok bilinmesini sağlayan Gypsy Rose Blanchard ve annesi Dee Dee Blanchard olmuştur. Kızı hasta olmamasına rağmen sürekli bir şeyi varmış gibi davranan anne Dee Dee sadece çevresindeki insanları değil, doktorları da kandırabilmiş.
Peki, Dee Dee Blanachard neden Munchausen by Proxy Sendromuna sahipti? Erkek kardeşine göre bunun nedeni küçükken Dee Dee’nin kalp rahatsızlığı olması. Kendi hasta bir çocuk olan Dee Dee, belki de kızının da böyle olduğuna inanmak istiyordu.
Gypsy Rose Blanchard’ın hikâyesi nasıl gelişti?
Gypsy Rose Blanchard, hayatı boyunca hastalıklarla mücadele etmiş bir çocuk. Peki onda bu hastalıklar gerçekten var mıydı?
Dee Dee’nin, kızı için hastalık uydurması çok erken yaşlarda başladı. Henüz Gypsy 3 aylıkken onun uyku apnesi olduğunu iddia ediyor. 7 yaşına geldiğinde ise kasların zayıflamasına neden olan kas distorifisi hastalığı olduğunu doktorlara söylüyor.
Gypsy aslında yürüyebiliyordu ama Dee Dee onu ve herkesi yürüyemeyeceğine ikna etmişti. Annesi ayrıca onun zekâsının da geri olduğuna herkesi ikna ediyordu. Gypsy, çoğu zaman annesinin konuşmasına izin vermediğini de anlatıyor.
Bundan sonra ise lösemi teşhisi geliyor. Bu yüzden nasılsa saçı dökülecek diye Gypsy’nin saçlarını kazıtıyor. Bu dönemlerde Gypsy, beslenme tüpleriyle besleniyor. Annenin iddia ettiği hastalıklar yüzünden Gypsy sadece ilaç kullanmıyor aynı zamanda birçok ameliyat geçiriyor.
Bu ikiliye herkesten yardım yağıyordu.
Sürekli herkesten yardım alan Dee Dee ve Gypsy’ye Katrina Kasırgası sonrasında yıkılan evlerinin yerine içinde engelli rampası da olan bir ev veriliyor. Bunun dışında istedikleri her konseri en önden izleyebiliyorlar ve Disneyland’e ücretsiz gidebiliyorlardı.
Gypsy artık bir şeylerin farkında olmaya başlıyor.
- Videoyu görüntüleyemiyorsanız buraya tıklayabilirsiniz.
Gyspy’i muayene eden doktorlardan biri onun aslında sağlıklı olduğunu anlıyor ve Gypsy’nin eski kayıtlarını istiyor. Dee Dee kayıtların kasırgada kaybolduğunu söyleyerek doktoru dinlemeyi reddediyor ve bir daha o doktora gitmiyor.
Gypsy sonunda dayanamadı ve annesinin öldürttü.
Annesi sadece hastalıkları konusunda değil, yaşı konusunda da Gypsy’e yalan söylüyor. 1993 yılında doğan Gypsy’nin herkese 4 yaş daha küçük olduğunu söylemiş. Gypsy artık gerçek yaşını ve hastalıklarının olmadığını öğrendiğinde kaçmak istiyor ama annesi hep ensesinde.
İlk kez kaçtığında annesi onu yine kandırıyor ve eve getiriyor. Bundan sonra ise işkence başlıyor. Eve dönen Gypsy’nin telefonunu ve bilgisayarını parçalıyor ve bir süre yatağına zincirliyor.
Gypsy’nin bir süre görüştüğü ve onun için cinayeti işleyen kişiyse Nicholas Godejohn. Godejonh, Dee Dee Blanchard’ı 2015 yılının Haziran ayından öldürüyor. Bu eylemi sonrasında Nicholas ömür boyu hapse mahkum oluyor.
Gypsy 10 yıl ceza alsa da 8. yılın sonunda hapisten çıktı.
İki sevgili ilk başta 1. dereceden cinayetle suçlandılar ama Gypsy, 2. derece cinayet suçunu kabul ederek 10 yıl cezaya çarptırıldı.
Verilen 10 yıllık hapis cezasının bitmesine 2 yıl kala 28 Aralık 2023 tarihinde şartlı tahliye ile hapisten çıkan Gypsy, özgürlüğünü Instagram hesabından paylaştığı fotoğrafla herkese duyurdu.
Çıktıktan sonra “Özgürlüğün ilk selfiesi” yazarak bu fotoğrafı paylaştı. Yaptığı birçok röportajda da ilk defa hapisteyken özgür hissettiğini söyledi. Annesinin ona yaptıklarından sonra hapishanede özgür hissetmesi çok da şaşılacak bir şey değil.
Herkesin merakla beklediği bu hapisten çıkış sonrası birçok yerde röportajlar yaptı ve herkesin merak ettiği tek soruyu cevapladı. Annesinin ciddi bir rahatsızlığının olduğunu ve ölümü hak etmediğini söyledi. Ama kurtuluş için o zaman tek çarenin ona göre bu olduğunu da ekledi. Ayrıca yaptığı şey için her gün pişman olduğunu da bu röportajlarda belirtti.
Bir anda gelen şöhret, Gypsy’nin hoşuna gitmişe benziyor.
Gypsy hapisteyken ve sonrasında da çok merak edilen biri oldu. Instagram ve TikTok takipçileri de bunun bir kanıtı.
Hapisten çıktıktan sonra attığı ilk fotoğraf 6.5 milyon beğenilirken bundan sonra attığı fotoğraflar da milyonlarca beğeni almış. TikTok izlenmeleri de bir o kadar yüksek. Sürekli belgesel çekimi, kitap yazımı ve sosyal medya kullanımı derken kendisi hep göz önünde. Bundan hoşlandığını söylemek de mümkün.
Yaşadıklarından sonra gelen bu ani şöhret onu ne şekilde etkileyecek bilmek mümkün değil tabii.
Gypsy Rose hapiste aşkı da buldu.
- Videoyu görüntüleyemiyorsanız buraya tıklayabilirsiniz.
Gypys hapisteyken bir evlilik yaptı. Öğretmen olan Ryan Anderson’la evlenen Gypsy kocasını çok sevdiğini de söylüyor. Kocasıyla birlikte kameraları selamlamayı da ihmal etmiyorlar.
Gypsy’nin hikâyesi birçok belgesel ve diziye konu oldu.
- Videoyu görüntüleyemiyorsanız buraya tıklayabilirsiniz.
Gypsy hakkındaki ilk televizyon programı 2017 tarihli Mommy Dead and Dearest belgeseli.
Daha sonra bu belgeseli 2019 yapımı The Act dizisi takip ediyor. The Act, Gypys ve annesinin hikâyesini çok detaylı anlatan dizilerden. Hatta dizideki birçok sahne birebir gerçek yaşanılanların kopyası. Dizideki bazı sahneleri gerçek görüntülerle karşılaştırınca benzerliğe şok olmamak elde değil.
Sharp Objects dizisi, Gypys hakkında değil ama dizide yine Munchausen by Proxy Sendromu’na sahip bir anne ve kızları anlatılıyor.